Üzülme
Bu yazımızda Üzülme (La tahzen!) Neden üzülmemeliyiz? Üzüntünün bize zararları nelerdir? Sorularına cevaplar vermeye çalışacağız. Gelin hep beraber bu yazımızı inceleleyelim.
Neden Üzülmemeliyiz?
Bu dünya hayatının geçiçi, asıl kalıcı ve ebedi hayatın ahiret hayatı olduğu bilinci sürekli hatırımızda olması gereken bir bilinçtir. Hayatın koşuşturması bir yana, gerek aile hayatı, gerek iş hayatı gerekse diğer hayat meşguliyetlerimiz bizi çeşitli durumlarla mücadele etmemizi gerektirebilir. Bu hayati koşuşturmacalarımızda karşımıza farklı farklı olaylar çıkmakta ve bizimde o olaylara karşı göstermiş olduğumuz tavırlar bazen yaşam enerjimizi düşürebilmektedir.
Yaşamış olduğumuz olaylarda hüzün, keder ve insanlardan beklenti fazlalığı gibi durumlarda şeytanında vesvesi de ile karşılaştığımız durumlar bizi üzüntü hali içine sokabiliyor. Yazımızın başındada söylediğimiz gibi bu hayatın bir imtihan hayatı olduğu bilinci, her şeyin geçici olduğu bilinci olaylara yaklaşımızı değiştirebilir.
Bazen istediğimiz bir şeyin gerçekleşmemesinin belki de olmaması gerektiği için yada bizim için daha sonra eb iyisi olacağı için olmadığını her zaman anımsamalıyız.
Geçmişte Peygamberlerin yaşadığı hayatlara baktığımız zaman Yusuf (Aleyhisselam)’ın zindana atılması ve sonra Mısıra sultan olması, Yunus (Aleyhisselam)’ın balığın karnında kalması ve yaptığı dua ve yakarışlar sayesinde balığın karnından kıyıya çıkması bizimde bu dünya hayatında yaşadığımız olayların Dua ve sabır ile aşabileceğimize işaret niteliğindedir. Hazreti Mevlana bir sözünde bize bir mesaj vermek istemiştir;
Lâ tahzen! (Üzülme!)
Derdin ne olursa olsun bir abdest al, nefes gibi… Ve bir seccade ser odanın bir kösesine, otur ve ağla , Dilersen hiç konuşma… O seni ve dertlerini senden daha iyi biliyor unutma. Dua ederken O’na kırık bir gönülle el kaldır. Çünkü Allah’ın merhamet ve ihsanı, gönlü kırık kişiye doğru uçar. Sopayla kilime vuranın gayesi, kilimi dövmek değil, tozu kovmaktır.
Allah tozunu alıyor diye, niye kederlenirsin EY CAN!
Dert gibi gördüğümüz olaylara karşı ilk olarak sabretmeli, dermanı aramalı, daha sonrasında karşımıza çıkacak güzelliklere odaklanmalı, şeytanın vesvesinin bizi isyana sürükleyeceğini bilmeli tevekkül ile Rabbimize sığınmalıyız.
Üzüntünün Bize Zararları Nelerdir?
Üzüntü yaşadığımız olaylara karşı düşündüklerimizin vücudumuzda ki yansımasıdır. Bu düşünce yapısı vücudumuzda ki organların zarar görmesini tetiklemektedir. Bu konuda İbni Sina’nın çok önemli bir teşhisi vardır; öfkenin karaciğeri, kederin akciğeri, üzüntünün mideyi, stresin kalp ve beyni, korkunun böbrekleri yorduğunu ve bunların artması halinde o organların hasta olacağı ve kullanılmaz hale geleceğini bizlere söylemiştir.
Sağlıklı bir düşünce yapısının mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamamız için çok önemli bir rol oynacağını bilmeliyiz. Elbette ki vurdumduymaz olmamalı, başımıza gelenlere çareler ve çözümler bulmalıyız. Herşeyin bir imtihandan ibaret olduğunun bilincinde olmalı ve Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına uygun bir hayat sürmeliyiz.
tevekkulvakti.com ailesi olarak dua eder dua bekleriz.