Yaşantımızda çok büyük yeri olan tevekkül ile ilgili; Tevekkül nedir? Tevekkül etmeden önce neler yapmalıyız? Nasıl tevekkül edilir? Tevekkül ne değildir? sorularına cevaplar bulabileceğimiz bu yazımızı gelin hep beraber inceleyelim.
Tevekkül Nedir?
Tevekkül dinimizin bildirdiği sebeplere yapıştıktan sonra neticeyi sebeplerden değil, sebepleri Yaratandan beklemektir. Tevekkül Yüce Allah’ın “EL VEKİL” esmasından gelmektedir. Biz bir işin hakkımızda iyi mi kötü mü olacağını bilemeyiz. Bazı şeyleri hayır sanarız oysa ki bizim için şer olabilir, bazı şeyleri de şer biliriz bizim için hayır olabilir. Her işimiz için illa ki olsun diye ısrar etmemeli hakkımızda hayırlısını istemeli ve gelenede razı olmalıyız. İhtiyaçlarımıza kavuşmak için Yüce Allah sebepler kapısını yaratıp açıp bırakmıştır. Hiçbir şey yapmadan Yüce Allah’ı vekil kılmak doğru bir yaklaşım değildir. Bir Ayeti kerime bize ışık tutacaktır.
Sen onlara sırf Allah’ın lutfu sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onların bağışlanmasını dile, iş hakkında onlara danış, karar verince de Allah’a güven, doğrusu Allah kendisine güvenenleri sever. (Ali İmran/ 159.ayet)
Tevekkül nedir? Sorusuna ışık tutacak ayeti kerimeler şunlardır;
Tevhiddir. (Ahzab Suresi/ 3.ayet)
Umuttur. (tevbe Suresi/ 40.ayet)
Moraldir. (Ankebut Suresi/ 59. ve 60.ayetler)
Dermandır. (İsra Suresi/ 63-65. ayetler)
Şükürdür. (Yusuf Suresi/ 67.ayet)
Azimdir. (Nisa Suresi/ 81. ve 82. ayetler)
Kararlılıktır. (Nahl Suresi/ 99.ayet)
Güçtür. (Enfal Suresi/ 2.ayet)
Sabırdır. (Nahl suresi/ 42.ayet)
Huzurdur. (Ali İmran Suresi/ 159.ayet)
Tevekkül Etmeden Önce Neler Yapmalıyız?
Tevekkül etmeden önce harekete geçmeli, gerekli tedbirlerimiz almalı, sebepleri kullanmalı, şüpheleri kaldırmalı ve duracağımız sınırı iyice belirlemeli ve ondan sonra tevekkül etmeliyiz.
Nasıl Tevekkül Edilir?
Elimizden gelen herşeyi yaptıktan sonra, tüm tedbirleri aldıktan sonra ve çalışıp çabaladıktan sonra gönlümüzü de bunlara bağlamadan işimizi Yüce Allah’ı vekil kılmaktır tevekkül.
Bir gün bir sahabi Peygamber efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahualeyhivesellem) devesini salıvererek Yüce Allah’a tevekkül ettiğini söyleyen bir bedeviye “Onu bağla da öyle tevekkül et” buyurmuştur (Tirmizî, Sıfatü’l-Kıyame, 60).
Şöyle düşünürsek; Bir iş kazasında parmağı kopan bir insan ben dua edeyim Yüce Allah’a tevekkül edeyim parmağım kendiliğinden iyileşir derse sebepleri hiçe saymış olur. Parmağın kendi kendisine tekrar eski yerine gelme durumu olmadığından ancak hekimlere başvurup bir operasyon ile bunun eski haline gelme durumu söz konusudur.
Hazreti Ömer (radiyallahu anh), Medine’de boşta gezen bir gruba: “Siz necisiniz?” diye sordu. Onlar da: “Biz mütevekkilleriz”, dediler. Bunun üzerine büyük halife: “Hayır, siz mütevekkil değil, müteekkil (yiyici)lersiniz. Siz yalancısınız, tohumumu yere atıp sonra tevekkül edene mütevekkil denir” dedi.
Yukarıda anlatmış olduğumuz iki hadise tevekkül için bize önemli bilgiler vermektedir.
Tevekkül ettiğmiz zaman aslında Yüce Allah’a tamamen teslim olarak kaderimize de razı olmuş oluyoruz. Alemleri yoktan var eden Yüce Allah’ı vekil kılarak işimizin en güzel netice ile sonuçlanacağını bilmemiz içimizin tarifsiz bir huzur ile dolmasını sağlayacaktır.Tevekkül miskin bir şekilde boş boş oturmayı gerektirmediği gibi çalışmadan, gayret göstermeden amelsiz bir şekilde cennete giremeyeceğimizi bilmek ve ihlaslı bir şekilde ibadet etmemiz ve taatte bulunmamız Yüce Allah’ın rızasını kazanmamız gerektiğini bilmeliyiz. Peygamber Efendimizin bir hadis-i şerif’i bize yine bir yol gösterici olacaktır:
“Eğer siz Allah’a hakkıyla tevekkül ederseniz, kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırır.” (bk. Tirmizi, Zühd, 33; İbn Mace, Zühd, 14; İbn Hanbel,1/332)
Kuşların bile rızık için oturup beklemek yerine bir yerden bir yere gitmek için kanat çırpması, rızkını araması, gayret göstermesi bize önemli bir derstir.
Tevekkül Ne Değildir?
Tevekkül ne değildir? Sorusuna cevap verirsek Yüce Allah’a şirk koşmak, umutsuzluk içinde olmak, moralsiz olmak, dermansız kalmak, şükürsüz olmak, azimsiz olmak, kararsız kalmak, zayıf olmak, sabırsız olmak ve huzursuz olmak değildir şeklinde özetleyebiliriz.
Yine tevekkülün tedbirsiz davranmak, tembel olmak, sorumsuz olmak, tereddütlere kapı açmak, sebeplere saplanmak, külfetsiz olmak, sadece darlıkta ve yoklukta Yüce Allah’ı hatırlamak, bahanelere sarılmak ve vazgeçmek olmadığının bilincinde olmalıyız.
Son olarak Tevekkülün Peygamberlerin hali ve yaşayışı olduğunu, çalışmanın ise Peygamberlerin sünneti olduğunu ve Peygamberlerin hali üzere yaşadığımızda ise sünneti asla terketmeyeceğimizi bilmeliyiz.
tevekkulvakti.com ailesi olarak dua eder dua bekleriz.